Nesnelere ruh kazandırma

OMM - Odunpazarı Modern Müze’nin beşinci yılını kutladığı yeni sergisi “Ehlikeyif”, çağdaş eserleri fantastik tasarımlarla bir araya getiriyor. 8 Elül’den itibaren ziyaret edilebilen “Ehlikeyif” sergisi, doğanın kentsel hayatlarımıza tekrar girmesi için alan açan yapıtları inceliyor. 


Küratörlüğünü İdil Tabanca’nın üstlendiği "Ehlikeyif" sergisi, resim, heykel, yerleştirme ve mobilya tasarımı disiplinlerinde geleneksel sınırları ustalıkla aşan bir yaratıcılıkla üretim yapan uluslararası sanatçı ve tasarımcıları buluştururken form ve işlev arasındaki ilişkiyi de yeniden tanımlıyor. Sergide eserleri bulunan sanatçılar, yapıtlarına doğadan unsurlar ve insani nitelikler katarak işlevsel nesnelere ruh kazandırıyor.

Seçkide yer alan sanatçılar ve tasarımcılar arasında Ahmet Doğu İpek, Andrea Branzi, Audrey Large, Barbora Žilinskaitė, Batten and Kamp, Bertrand Fompeyrine, Charlotte Kingsnorth, Chris Wolston, Elissa Lacoste, Eric Klarenbeek, Faye Hadfield, Gaetano Pesce, Guido Casaretto, Guillermo Santomà, Hannah Levy, Karl Monies, Linde Freya Tangelder, Mamali Shafahi, Marc Quinn, Max Lamb, Melih Çebi, Mesut Öztürk, Misha Kahn, Odd Matter, Roman Babakhanian, Saelia Aparicio, Schimmel & Schweikle, Serban Ionescu, Sigve Knutson, Slavs & Tatars, Studio EO, Studio Yellowdot, Süper Normal, Thomas Barger, touche—touche, VAUST, Wang & Söderström, Willem Van Hoff yer alıyor. Farklı kuşakları temsil eden sanatçıların üretimleri, doğadan ve bedenden ilham alarak tasarlanıp, gündelik nesnelere yeni bir ruh kazandırıyor.

Teknoljinin yol açtığı hasar, nüfus yoğunluğu, iklim değişikliği ve salgınlar, sade zamanlara duyulan kolektif bir açlık yaratırken, postmodern çağda doğaya ve doğanın içindeki karmaşık yaratıklara duyulan özlem bu serginin temel temasını oluşturuyor. Bauhaus ve türevlerinin modern mobilya üzerindeki baskın etkisine rağmen, “Ehlikeyif” doğanın unsurlarıyla aşılanmış, alışılmadık ve eğlenceli mobilya tasarımlarını bir araya getiriyor.

Ev eşyaları, belirli bir mekân ve zamanı deneyimleyen insanları anlamamızı sağlayan kültürel pencereler olarak sergide önemli bir yer tutuyor. Bu domestik objeler, insanların ihtiyaçlarına, inançlarına, teknolojik gelişimlerine, ideallerine ve fantezilerine ışık tutarak insan olma durumunun ve formunun evrimini gözler önüne seriyor.

Tabiatta rüzgâr, yağmur, ısı ve zamanın birer heykeltıraş olduğunu vurgulayan sergi, çağdaş yaşam tarzlarına uyumlu hale getirilmiş doğanın cevherlerinin insan dünyasının inşasında oynadığı önderlik rolüne bir övgü niteliği taşıyor.







İdil Tabanca


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Günnur Ulusoy'dan "Çizgisel Hayatlar"

Anadolu efsaneleri

Şima'nın mitolojik kadınları

İşte “Miss&Mr. Fashiontv 2024”

Kadınları hayattan ayırmayın!

Batman'dan sonra Kars'ta

Güzeller “Dubai Çikolatası” yaptı

Geleceğin güçlü kızları sergisi