Mağara Sanatından Çağdaş Sanata: ÇİVİNİN SİHRİ
Çocukluğunda imkânsızlıklar nedeniyle resimlerinde fırça yerine çivi, boya yerine de tandır isi kullanarak kendisini ifade eden Haydar Ekinek, şimdi Viyana yolcusu. Daha önce Londra ve Dubai’de sergiler açmış olan ünlü ressam Haydar Ekinek’in “Çivinin Sihri” adını verdiği yeni sergisi, 26 Eylül 2024 tarihinde Avusturya’nın Viyana şehrindeki The Gallery Steiner’da sanatseverlerin beğenisine sunulmaya hazırlanıyor.Mağara sanatında ateş isi ve kömür kullanılarak yapılan çizimler, insanlık tarihinin en eski sanatsal ifadelerinden biri olarak, insanın çevresini ve iç dünyasını doğadan elde edilen malzemelerle betimleme arzusunu yansıtır. Benzer şekilde, Haydar Ekinek gibi çağdaş sanatçıların da sanata başlamasında tandır isi ve paslı çivi gibi basit malzemeler önemli bir rol oynar. Bu, insanın anlama ve anlamlandırma çabasının bir yansımasıdır; kendini dış dünyaya anlatma ve aktarma arzusunun bir ifadesidir. Bir yanda, bu temel malzemeler sanat tarihine ışık tutarken, diğer yanda Ekinek, çağdaş malzemeler kullanarak ama aynı teknikle, insan bedenini adeta bir nakış işler gibi tuvale işler.Tarihin her döneminde var olan ve maalesef günümüzde de devam eden kadın haklarının yeterince gözetilmemesi konusuna duyarlılık gösteren Haydar Ekinek, eserleriyle her zaman kadınların yanında olduğunu kanıtlamıştır. Değişime ayak uydurabilen ve sürprizlerle dolu güçlü kadınlar, ünlü ressamın en büyük ilham kaynağı olmuştur. Kadınların bu özelliklerini, her seferinde eserlerine kattığı farklı desenlerle güçlü bir şekilde betimler. Birçok koleksiyonda eserleri bulunan Ekinek, yeni sergisinde de sanatseverleri şaşırtacak yeniliklerle dolu çalışmalarını sanatseverlerin beğenisine sunuyor.İnsan beyninin tutsaklığı, toplumun dayattığı normlar ve kalıplarla sınırlanmış bir zihin yapısını temsil eder. Bu tutsak zihin, bireylerin özgür düşünce ve yaratıcılığını engelleyerek, onları toplumsal kuralların esiri haline getirir. İnsanlar, bu tutsak beyni bir nevi seyirci gibi izlerken, aslında kendi özgürlüklerinin ve potansiyellerinin ellerinden alındığının farkına varmazlar.
Özellikle kadınlar, tarih boyunca bu zihinsel tutsaklığın en büyük mağdurları olmuş, hakları ve özgürlükleri sistematik bir şekilde bastırılmıştır. Ancak, kadınların hakları için verdikleri mücadele, bu tutsak zihniyeti kırmak ve toplumu özgür düşünceye, eşitliğe ve adalete yönlendirmek adına bir direniş simgesi haline gelmiştir. Bu eleştiri, bireylerin ve özellikle kadınların zihinlerinde yeni ufuklar açmak, onları kalıplardan kurtarmak ve toplumsal yapıyı dönüştürmek için bir çağrıdır.





Yorumlar
Yorum Gönder