DAHA UZAKLARA, GELECEĞE… Star Wars Mardin 2024

Günün hangi saati olursa olsun, uçsuz bucaksız bir şekilde uzanan Mezopotamya, yüzyıllardır sanatçılara ilham vermeye devam ediyor. Çağdaş sanatın merkezlerinden birine dönüştürmek için 14 yıldır düzenlenen Mardin Bienali’nin 6. Edisyonu bu yıl Ali Akay küratörlüğünde Daha Uzaklara başlığı ile düzenleniyor.

Halil Altındere’nin Mardin’deki Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, Dilek Sabancı Galerisi’nde açılan “Motherland /Anayurt” isimli sergisinde yer alan “Star Wars, Mardin, 2024” isimli video, son dönemde sanat dünyasında görülen farklı bir anlayışı su yüzüne çıkardı. Her daim tartışmasız kendine özgü, çocuksu, keskin bir mizah ve bir o kadar derin göndermelerden oluşan işler üreten Altındere, sergisinden bahsederken, “4 yaşında ayrıldığım Mardin’e bu işimle dönmüş oldum” diyor.

Alman Karargahı’nda yapılan Mardin Bienali’nin 6. Edisyonu açılış konuşmasında küratör Ali Akay, “Mardin’in rüzgârı ve havası, bienalin kavramsal çerçevesini düşündüğümde ilk aklıma gelen ögeler. Bunların yanı sıra şehrin yerelliği, mimarisi, dokusu, merdivenleri, labirentimsi hali… Fakat karşımızdaki ovaya baktığımız zaman tüm zorluklar ortadan kalkıyor diye düşünüyorum. Bu ovanın varlığı bizi, uzağa doğru, bakmaya doğru, ufuk çizgisine doğru götürüyor. Bizi Mezopotamya’nın en uzun noktasına doğru çekerken, aynı zamanda geleceğe doğru da taşıyabiliyor” dedi.

Halil Altındere’nin Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, Dilek Sabancı Galerisi’nde açılan "Anayurt" isimli sergisi, sanatçının kendine has mizahına yer verdiği yerleştirme, heykel, video, fotoğraf, tuval ve neon işleriyle “Yıldız Savaşları” evrenini bir araya getiriyor.


Yapay zekanın sanatla buluşması

Halil Altındere’nin “Motherland / Anayurt” isimli sergisi, Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi-Dilek Sabancı Galerisi’nde açıldı. 10 Haziran'a kadar açık kalacak sergi, Mardin’de doğan Halil Altındere’nin 1990’ların sonundan bu yana kendine has, sarkastik diliyle ortaya koyduğu yerleştirme, heykel, video, fotoğraf, tuval ve neonlardan oluşan seçkisinin yanı sıra son yıllarda ürettiği ve Star Wars’un bilim kurgu evreniyle murakka ve minyatür geleneklerini harmanladığı eserlerinden oluşuyor.

Halil Altındere’nin Motherland / Anayurt başlıklı sergisi kurumlar, sınırlar, kimlikler, savaşlar, teknolojiler, gelenekler, gelecekler, popüler kültür ve alt kültürleri ele alan 36 eserle birlikte, son iki yılda yapay zekâ yardımıyla, robotik örme tekniğiyle üretilen, militarist ikonografiye sahip halıları ve sergiye özel olarak üretilen ve ilk kez Mardin’de görülecek bir animasyona yer veriyor.

Sanatçının yakın dönemde ürettiği ve Venedik Bienali’nden Gwangju Bienali’ne, Roma Maxxi Müzesi’nden Neue Berliner Kunstverein gibi pek çok müze ve kurumda gösterilen işlerinin yanı sıra Afgan zanaatkârların direniş ve dayanışma sembolü olan savaş halılarından ilhamla ürettiği halı serisi ile geleneği gelecekle harmanladığı murakka çalışmaları da (tek yaprak resim ve minyatürlerin belirli bir sıraya göre yerleştirildiği el yazması albümlere verilen isim) Mardin’de ilk kez izleyicisiyle buluştu.

Halil Altındere, 90’lı yılların ortalarından itibaren ürettiği video, heykel, yerleştirme, fotoğraf ve performansların yanı sıra, hazırladığı sergiler ve yayınlarla, alt kültürler, toplumsal cinsiyet rolleri, popüler kültür, gündelik hayatın sıradan mucizeleri ve sanat içi iktidar mücadeleleri gibi konular üzerinden güç ve baskı karşısındaki direniş yöntemlerine odaklanıyor.


Star Wars ve Osmanlı Sultanları arasında bir yolculuk
GÖKYÜZÜ VE TAHTLAR

Star Wars’un “çok uzun zaman önce, çok çok uzak bir galakside” kurulan bilimkurgu evreniyle, önceki yüzyılların murakka ve minyatür geleneklerini, çağımızın yapay zekâ teknolojisiyle harmanlayan Altındere, yeni bir gerçeklik zemini yaratır. Osmanlı hanedanının cuma namazına gidişi, düğün alayı, cülus töreni ve ava çıkma gibi tören ve etkinliklerini kapsayan bu tasvirlere, gişe rekorları kıran ve oyuncaktan tekstile sürekli yeni ürünleri türetilen Star Wars’un epik karakterleri, kendi askeri teçhizatları ile iştirak ederler.

Altındere, Star Wars karakterlerinin üniformalarındaki özgün motiflerinin yaratımında, yapay zekâyı asistan olarak kullanarak, gelecek ile geleneği sentezler. Murakka, tek yaprak resim ve minyatürlerin belirli bir sıraya göre yerleştirildiği el yazması albümlere verilen isimdir. Kökleri Uzakdoğu ve İran’a dayanan, 15. yüzyıldan itibaren Osmanlı hat ve tezhip sanatlarında sıklıkla rastlanan bu albüm biçimi, akordeon etkili katlama tekniği ile Altındere’nin eserlerinde karşımıza çıkar. Sanatçı, bu sürükleyici görselliğin hem Osmanlı gibi büyük imparatorluklar hem de Star Wars gibi günümüz markaları tarafından nasıl etkili propaganda aygıtları olarak kullanıldığını ortaya koyarak, tarih yazımının kurgusallıkla olan güçlü bağını da hatırlatır.

Yapay zekâ ve geleneksel halı üretimi
Antik çağlardan günümüze, farklı coğrafya ve kültürlere ait sayısız geleneği, estetik anlayışını ve hikâyeyi yansıtan dokumalar, Altındere’nin pratiğinde yepyeni bir yorum kazanıyor. 1979’daki Sovyet işgalinden beri Afganistan’ı saran çatışma ve göç ortamında üretilen Afgan savaş halıları; tank, helikopter, Kalaşnikov, el bombası ve roketatar tasvirleriyle, çalkantılı ve acılı bir tarihin güçlü belgeleri olur. Afgan zanaatkârların direniş ve dayanışma sembolü olan bu halılar, Altındere’nin yapay zekâ desteği ile tasarlanıp robotik tufting ile üretilen halı serisine de ilham oluyor.

Bayraktar TB2, Anka, Aksungur, Karayel ve Akıncı gibi isimleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin insansız savunma, istihbarat ve saldırı uçuş ekipmanlarına ait tasvirleriyle bu seri, savaşın gündelik hayattaki olağan mevcudiyetine odaklanır. Altındere’nin dokumayı yeniden yorumladığı başka bir eser olan Halı Diyarı ise, halı üreticilerine kiralanmış bir ovanın olağan hava fotoğrafıdır. Antika bir görünüm elde etmek için güneş altında eskitilen halıların peyzajındaki gerçeküstü estetik, otantik değerin yapay yolla kazandırılmasındaki ironiyi ortaya koyar.

Uzay Mültecisi belgeseli

“Eğer bugün dünyada hiç kimse mültecileri istemiyorsa, onları Mars’a yollayalım” fikrinden yola çıkarak çekilen Uzay Mültecisi belgeseli, üç ana bölümden oluşuyor. Kozmonot Muhammed Ahmed Faris’in (1951-2024) yaşam öyküsüne odaklanan birinci bölümde, Suriye’nin 1987’de Sovyetler Birliği ile beraber gerçekleştirdiği uzay misyonu anlatılır. Bunun ardından Faris, 2012’de Suriye iç savaşını takiben Türkiye’ye sığınma mücadelesini anlatarak, sadece kendisinin değil, tüm mültecilerin katlandığı zorluklara ışık tutuyor. Mültecilerin uzayda yeni bir hayat kurdukları bir senaryoyu temel alan ikinci bölümde, NASA görevlileri Dr. Alper Aydemir ve Dr. Umut Yıldız, Mars’ta yaşam olanakları konusunda görüşlerini aktarıyor. Uluslararası havacılık ve uzay hukuku dalında uzman avukat Nazlı Can ise uzaydaki mülkiyet kanunu, insan hakları ve olası bir koloni projesinin hukuki boyutlarını tartışıyor.

Mars’ta yaşamın kurgulandığı sonuncu bölümde ise, İstanbul merkezli uluslararası mimarlık ofisi Autoban’ın tasarladığı proje görsellerine yer verilir. İç mimar Sefer Çağlar, Mars’ta olası bir yerleşim alanının yeraltında kurulması gerektiğinin altını çizerek, yapılan tasarımları Kapadokya örneği üzerinden yorumlar.




Homeland
Halil Altındere, Berlin Bienali (2016) için üretilen “Homeland” isimli videoda, Suriyeli rapçi ve aktivist Mohammad Abu Hajar ile iş birliği yaptı. Eser, Arap Baharı’nı takiben Ortadoğu’nun dört bir yanında patlak veren demokrasi mücadeleleri ve hükûmetlerin bunlara verdiği şiddetli tepki dolayısıyla vatanlarından kaçmak zorunda kalan milyonlarca sivilin hikâyesinden yola çıkıyor.

Dünya, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük mülteci krizine tanık oluyor. Videoda, kendisi de mülteci olan ve şu anda Berlin’de yaşayan Abu Hajar’ın performansı eşliğinde, mültecilerin yeni bir hayat arayışıyla komşu ülkelere ve Avrupa’ya yaptıkları tehlikeli yolculuk anlatılıyor.  Mültecilerin göç esnasında yaşadığı zorlukları realist bir estetik ve müstehzi bir tavırla eleştiren Homeland, haber görüntülerini temel alarak hakikat ile kurgunun ayrımını imkânsız hâle getirir.

Next step Cappadocia

“Motherland / Anayurt” adlı sergisiyle Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi Dilek Sabancı Galerisi’nde sanatseverlerle buluşan Halil Altındere, Star Wars: Mardin, 2024 çalışmasıyla tüm dikkatleri üzerine çekti. 1990’ların sonundan bu yana kendine has, sarkastik diliyle ortaya koyduğu yerleştirme, heykel, video, fotoğraf, tuval ve neonlardan oluşan seçkisinin ardından bu kez Star Wars: Cappadox çalışmasıyla sanatseverlere farklı bir evren daha sundu. Star Wars’un bilim kurgu evreniyle murakka ve minyatür geleneklerini harmanladığı eserlerinden oluşuyor.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Günnur Ulusoy'dan "Çizgisel Hayatlar"

İsmail Özkan’dan Türkevi’nde anlamlı ziyaret

Şima'nın mitolojik kadınları

Cennet Külekçi Avrupa ikinci güzeli oldu

Engelsiz Yaşam Vakfı 15 yaşında

Konuralp Film Festivali 15 Mayıs’ta Düzce'de

İşte “Miss&Mr. Fashiontv 2024”

Hayırsever iş insanı Turhan Mildon vefatının 13. yıldönümünde anıldı

Oliver Heldens ve Robin Schulz 10 aradan sonra Türkiye'de

Kız çocukları için ünlüler bir arada