KLASİK OTOMOBİLLERİN KLASİK RESSAMI

Nihat Şencan
Nihat Şencan, Ankaralı bir ressam. Kişisel resim yolculuğunda bir fark yaratma adına tutkunu olduğu klasik otomobilleri tuvale aktarıyor. Kompozisyonlarının figüratif unsurlar barındırdığı pek söylenemez. O klasik bir üslupta dikkat çekmek için ön plana çıkardığı kompozisyonun öznesi klasik otomobillerine arka plan peyzaj çeşitlemeleri kuruyor. Onun klasik otomobilleri hacimli, yer kaplıyor. Hani neredeyse göz önünde olarak kompozisyon içinde arka planı da kapsayacak gibi duruyor bazen. O bakımdan onların bir ağırlığı var. Bu klasikler geçmişi itibariyle her ne kadar antik bir değer taşısalar da… Şencan’ın açık tonlamalarda daha belirgin olmak üzere… Açık, koyu ya da soğuk sıcak renk kullanımlarında bu eski model arabaların ışıltısını, pırıltısını, antik ruhunu ya da hala gıcır gıcırlığını başarıyla tuvale yansıttığı söylenebilir. Bu nedenle kaportalar sağlamdır. Klasikler külüstüre çıkmış bir izlenim uyandırmıyorlar. Bir de bu serilerde kompozisyonunun öznesi klasiklerin ön plana çıkarılışları, konumlandırılışları dikkatimi çekti. Klasikler sanki gerili yayda bir ok, bir namlu, bir füze gibi her an son sürat fırlayacakmış hissiyatı uyandırıyor. Öyle bir öngörü, önsezi hareketi mevcut... Aslına bakılırsa bu klasikler günümüz otomobillerine kıyasla bir hayli kallavidirler. Hani caddeye çıksa neredeyse caddeyi kaplayacak halleri mevcuttur. Model ya da tasarım olarak sanki bir füze gibi yerinden fırlayacakmış gibi bir izlenim uyandırırlar… Ya da bir tarafından sivri bir halleri var. Kim bilir belki Şencan’da bu klasiklerin bellekte yer etmiş resmini, imgesini, antik ruhunu, nostaljisini, yaşanmışlıklarını… Klasik, gerçekçi, izlenimci bir üslupla ya da doğal halleriyle tuvale aktarmayı amaçlamıştır. Onunla hayatı ve sanatı hakkında söyleştik.

Sizin bu klasik otomobillere merakınız nereden geliyor ya da nasıl başladı?
Sünnet otomobilim, 1957 Chevrolet’ti. Ufak yaşımda o araçtan çok etkilenmiştim. Okul yılları boyunca o otomobilin kara kalem resimlerini yaptım. 57 Nihat lakabım buradan gelmektedir. Çocukluğum ve gençliğim bu ve benzeri araçlarla geçti.

Elbet hayatınızı idame ettirme adına bir meslek, çalışma hayatınız olmuştur? Bu süreçte hem iş, hem resim olarak teorik ve pratik anlamda resminizi geliştirmek adına neler biriktirdiniz? Ressam olma yolunda neler yaptınız? Bu yolda kimlerin, nelerin, hangi olayların da etkisi olmuştur? Klasik otomobilleri resmetme fikri nasıl oluştu, gelişti?
Çukurova Üniversitesi mezunuyum, bölümüm Turizm işletmeciliği ve Otelcilik. İş hayatına İstanbul’da başladım. Turizm, tekstil, finans sektörlerinde yöneticilik yaptım. 25 yıllık iş hayatını bitirince doğduğum yer Ankara’ya döndüm. Resim merakı Bob Rose izlerken başladı. Hafta sonları resim programını izlemeden dışarı çıkmazdım. Zaman içinde İstanbul’da çalışırken hem okuyup hem sekreterliğimizi yapan bir elemanımız bir gün elinde bir tuval boyalar ve fırçalarla geldi. Bir kartpostal seçmiş resmi yapmaya çalıştığını ama yapamadığını gördüm. Dur ben sana yardım edeyim dedim hiçbir tecrübe olmadan ortaya öğretmeninin çok beğendiği bunu okul da duvara asalım dediği bir resim ortaya çıktı. Bu beni cesaretlendirdi boş vakitlerimde resim yapmaya başladım. Yaptığım resimler bize gelen müşteriler tarafından beğenilip satın alınmaya başladı… İş hayatı bitince resim de bitti.

Ankara’ya, babam ölünce yalnız kalan ve bakıma muhtaç olan annem için döndüm. Her günüm evde onun yanında geçiyordu. Günü sadece kitap okuyarak dolduramıyordum, bir şeyler yapmam gerekiyordu ve yapacağım şey evde olmalıydı çünkü annemi yalnız bırakamıyordum. Aklıma resim yapabileceğim geldi. Peki, ne resmi yapmalıydım?
Hikmet Çetinkaya hocanın canlı performansına gittiğimde hoca şöyle bir cümle kurmuştu; “Karda kendi ayak izlerinizi bırakın, başkalarının izlerinden yürürseniz sizin ayak iziniz belli olmaz.” Bu cümle üzerine hayatım boyunca hayranlık duyduğum klasik otomobillerin resimlerini yapmaya başladım. Sürekli youtube’dan resim videoları izlemeye başladım. Bulut nasıl yapılır, gölge nasıl verilir gibi kendi kendimi eğittim ve geliştirdim. Annemi beş yıl sonunda kaybedince sergilere müzayedelere sanat fuarlarına katılmaya başladım, bir çok değerli sanatçıyla tanıştım, arkadaş, dost oldum, tavsiyeler aldım.

İlk resminiz? İlk his?
İlk resmim, tamamen amatörce hiç bilgi birikimi olmadan bir kartpostala bakarak yaptım. İlk hissettiğim ben resim yapabilirim oldu.

İlk sergi? İlk his?
İlk kişisel sergim, 2012 yılında Atlantis AVM’de oldu. Resme başladıktan iki sene sonra ilk sergimi açtım. Gurur vericiydi tabi ki... Hem resim sattım hem birçok övgü aldım…

Klasik otomobillerle resim, hayat, insanlar arasında bir bağ kurun dersek, neler söylersiniz? Onların da hayat içinde bir yaşanmışlıkları vardır elbet... Siz de bu klasikler aracılığı ile sanatseverlere neler ulaştırmayı amaçladınız?
Benim yaşımda (62) ve üzerinde olan insanların hayatlarında bu otomobiller 30, 40 yıla damga vurdular. Kimimizin anne babasının gelin arabası oldular, birilerinin annelerini doğuma yetiştirdiler. Belki sevgilileri gezdirdiler. Onları buluşma mekânlarına taşıdılar. Belki manzaralı bir yerde bu otomobiller önünde evlilik teklifi aldı kızlar. Daha birçok şey sayabilirim... İnsanlar ailelerinden bir anı olsun ister ya… İşte bu resimler o anıları evlerinin duvarlarında yaşatabilirler.

Bir de benim resimlerim de klasik otomobilin arkasında genelde tarihi bir eser bulunur. Bir kişisel sergimde 70 yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim iki bey her resmimin önünde birkaç dakika durup kendi aralarında konuşuyorlardı. Sergiyi gezmeyi bitirince bana, “bize zamanda bir yolculuk yaptırdığınız için çok teşekkür ederiz demişlerdi.” O sergide aldığım en büyük kazanç o olmuştu… Bu sergi klasik otomobillerin bir tarihi olduğunu ve tarihte önemli bir yere sahip olduğunu gösterdi.

Bugüne dek klasikleri resmetmek ressamlığınıza nasıl bir tecrübe kazandırmıştır? Nedir klasik bir otomobili resmetmenin incelikleri?
Klasik otomobillerin her parçasının ayrı bir güzelliği vardır. Kaportasından tutunda tamponuna, farlarına stop lambalarına kadar incelikle düşünülmüş bir sanat eserleri gibidir. İşte bu özellikleri birebir işlemeliyim ki, o klasiğin ruhunu sanatsevere, klasik severe aktarabileyim ve başardığıma inanıyorum.

Bir klasik arabaya sahip oldunuz mu?
1974 model ve 2002 model BMW otomobilim ve yine 1974 model Renault 4 (Fransız klasiğidir) otomobilim oldu.

Otomobilsiz bir resminiz oldu mu? Varsa bir eksiklik hissetiniz mi?
Tabii ki, oldu. Kendimi geliştirmeye başladığım dönemlerde herkes gibi ben de manzara resimleri ve hayvan resimleri yaptım. İlerleyebildiğimi görmek için ünlü ressamların reprodüksiyonlarını yaptım. Genelde yapılan resimleri yapmak beni mutlu etmedi, bir tarzım olmalıydı buna da klasikler yakışırdı ve öyle yaptım.

İç mekân, dış mekân… Tarihi, turistik yerler… Sokak, cadde, şehir, yol, doğa… Klasikleriniz nerelerde görüldü? Kısa örnekler verebilir misiniz?
Birçok tarihi mekân önünde klasiklerimi yaptım. Kız Kulesi, Rumeli Hisarı, Atatürk heykelleri önü, hamam önü. Urfa sokakları, Beypazarı sokakları gibi tarihsel mekânları kullandım, kullanmaya devam ediyorum. Birbirlerini çok güzel tamamlıyorlar bence.

Bu seriyi klasik otomobiller üstüne klasik üslupta peyzaj çeşitlemeleri olarak düşünürsek, klasik anlayıştan farklı olarak, kompozisyonun öznesi klasik otomobilleri arka plan tasvirleri dahilinde farklı anlayışlar içinde de resmetmeyi hiç düşündünüz mü?
Öznem klasik otomobiller olduğu sürece tabi ki arka plan için farklı planlar düşünüyorum. Mesela hazırladığım birkaç kompozisyon savaş uçakları ve klasikler. Son model lüks araçlar ve klasikler yan yana gibi düşüncelerim var ve denemelerim var. Yaptığım resimlerin % 90’ı önce arka planı bulup sonra onun önüne uygun klasik otomobili seçmek tarzında oluyor. Çok nadirdir hazır bir fotoğraftan resim yapmam, eğer çok etkilenmediysem…

Yeni çalışmalarınız var mı?
Çalışmalar hiç bitmez. Esas yoğunluğum sipariş (klasik otomobil) kendi hazırladığım kompozisyonları hayata geçirmek... Yeni sezon için eski evler ve klasikler adlı 4’lü bir serim, Göreme, balonlar ve klasikler diye yine 4’lü bir serim var. Devamı da başka adlar adı altında devam ediyor…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Günnur Ulusoy'dan "Çizgisel Hayatlar"

Anadolu efsaneleri

Kadın girişimciden Doğu'ya yatırım

Şima'nın mitolojik kadınları

İşte “Miss&Mr. Fashiontv 2024”

Batman'dan sonra Kars'ta

Kadınları hayattan ayırmayın!

Güzeller “Dubai Çikolatası” yaptı