Türkiye’nin ve dünyanın sayılı ressamları arasında yer alan Prof. Dr. Mehmet Şirzad, eserleriyle olduğu kadar eserlerinin altındaki felsefesiyle de dikkat çekiyor. Resim yapmaya ne zaman başladığını hatırlamayan ama kendini bildi bileli resim yaptığını söyleyen Şirzad, resim yapmakla o resmin bir felsefesinin olması arasında büyük fark olduğunu belirtiyor.
Elbette uzun yıllardır resim yapıyorsunuz. Nasıl başladığınızı hatırlıyor musunuz?

Resme çocukluğumda severek başladım. O gün bugündür de resim yapıyorum. Yalnız resim yapmaktan yapmaya fark var. Bir resim yapmak vardır, bir de sanat yapmak vardır. Resim yapmak, boya sürtmektir, herkes yapabilir. Sanat yapmak için çok büyük ilme ve bilime sahip olmak gerekir. Şu anda Türkiye’de bilime ve ilime dayalı sanat içeren resim, çok az. Tıpkı müzikte olduğu gibi, klasik müzik yerine toplumun hemen tükettiği popüler müziklerin tercih edilmesi gibi. Oysa klasik müziklerin altında sanat vardır. Benim resimlerim de içinde felsefe taşır. Hocam, çok iyi bir resim diyenlerin birçoğu resimlerin felsefesini tam olarak anladığını sanmıyorum. Benim bilgime, resimlerimi görenlerin bilgileri yetmiyor. Bu yüzden de büyük sanatçıların değeri, öldükten sonra anlaşılıyor. Diğer yandan resim yaptığını söyleyip şarlatanlık yaparak eser dediklerini yüksek paralara pazarlayanlar var. İnsanlar, onlara da ressam deyip resimlerini satın alıyorlar.
Peki size “yetenek” nedir diye sorsam…
Yetenek dediğinizde öyle doğmanız gerekir. Sanat, ilim, akıl, doğumla başlar, yetenek onun üzerine gelir. Her şey aklınızı kullanmayla gelişir. Doğduğunuz anda eğitim de başlar. Ağzınıza konulan emzik bile bir eğitimdir.
Resim yapmayı seviyordunuz ve üniversitede bu konuda eğitim de aldınız...
Büyük hocalarla çalışma imkânı bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Eğitimin en önemli öğesi eğitmenlerdir, ben de bu konuda şanslıydım. Rusya’da büyük sanatçıları tanıma, onlarla birlikte çalışma, onlarda istifade etme şansını yakaladım. Azerbaycan’da ve Rusya’da çok büyük sanatçılar yetişmiştir. Bu büyük sanatçılar benim için büyük şans oldu ve benden yaşça büyük olmalarına rağmen sonradan arkadaşlarım oldu. Onlar Türk dünyasında büyük dâhilerdi.
Bir sanatçının gelişmesinde kültürel gelişim de çok fazla önemlidir, değil mi?
Ben üniversitede profesörüm biliyorsunuz. Bir gün dahi takım elbisesiz, kravatsız üniversiteye gitmedim. Oradaki eğitimci arkadaşlarım, “Hocam, her gün çok şık geliyorsunuz, bunun nedeni nedir?” diye sorduklarında onlara, “Hoca, önce görüntüsüyle öğrencilerine örnek olmalıdır.” Hoca, öncelikle görüntüsüyle öğrencisine kültür verir. Kötü giyimli birine öğrenci saygı göstermez. Aynı şekilde hoca, bilgisiyle de öğrencisine örnek olmalıdır. Bu yüzden de kendisini bilgiyle donatmalıdır. Sanatçı da aynı şekilde kendisini bilgiyle donatmalıdır. İşte bu, kültür meselesidir.
Resimlerinizde neleri yansıtıyorsunuz, sanatseverler resimlerinizi nasıl görmeliler
Bir yaşam felsefesini görmeliler. Bu dünyaya neden geldik, öbür dünyayla alakamız ne, bizi nasıl bir dünya bekliyor gibi düşüncelerle resimlerime bakmalılar. Bu dünyada neden yaşıyoruz, yaşama amacımız ne? Yani daha derinden anlamları görmeye çalışmalılar. Öncelikle sanat para demek değildir. Sanat, içindeki birikimi, aklı sanatseverlere aktarabilmektir, halkın seviyesini kendi seviyene yükseltmektir. Ama maalesef sanatçı geçinen bazıları boya sürtmeye devam ediyor. Güzel boya sürtünce para geliyor, satılıyor ya, devam ediyorlar işte. Bunun adına da modernizm diyorlar. Halbuki modernizm, büyük bir ilimdir aslında.
Dijital gelişmeler ve sosyal medya hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dijital dünyalar, sanal dünyalar, yapay zekalar sanata etki edemez. Müzikti, edebiyattı, resimdi, bunlara etki edemez. Şarlatanlık yaratabilir belki bir dönem ama geçici bir etki yapar. Çünkü sanat insanın ruhuyla ilgili bir şeydir. Sanatın içindeki ruhu öldüremez yani. O sanal dünyaları da insan oluşturur. Sanatın ruhuna müdahale etmek öyle kolay değildir. Her türlü şarlatanlığı yaparsın ama ruhu olmaz. Tıpkı güzel bir heykel yaparsın ama can veremezsin.
Resim sanatında teknik mi, renkler mi yoksa içindeki anlam mı önemlidir?
Zamanında Sayın Süleyman Demirel bana üç tane resim sipariş vermişti. Karabağ katliamıyla ilgiliydi ve bu resimler Cumhurbaşkanlığındadır. Benim birçok resmim, dünyanın çeşitli ülkelerindeki müzelerde ve özel koleksiyonlardadır. Bahsettiğiniz gibi resimde teknik de renkler de önemlidir ama resmin bir ruhu olmalıdır, bir anlatımı olmalıdır. Zamanında öyle hafif resimler de yapmışımdır ama daha çok resimlerimin derinliği vardır. Bazen öğrencilerim, “Hocam, siz dünya çapında çok iyi bir sanatçısınız ama sesiniz pek çıkmıyor” diyorlar. Ne yapayım, bağırıp çağırayım mı? Kendini gösterme çabası ya da bağıra bağıra kendi reklamını yapmaya çalışmak, sanatınızı da etkiler. Zaman içinde yaptığım sanat, dünyadaki yerini alıyor ve alacak. Toprağa düşen mücevher değerini kaybetmez, onun değerini de sarraf bilir. Yani sanatın değerini bilmek için büyük bilime ve ilime ihtiyaç vardır.
Peki, gerçek olaylar mı sizi daha çok etkiler yoksa ilham kaynaklarınız mı var?
Gerçek dediniz ama dünyada gerçek diye bir şey yoktur.
O zaman bu sorumu şöyle değiştireyim. Dünyayı etkileyen bir İsrail-Filistin savaşı var, orada çocuklar, yaşlılar ve kadınlar katlediliyor. Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz var, göçmenlerin yaşadığı sorunlar var, terör sorunları var. Bu ve benzeri olaylar bir sanatçıyı nasıl etkiliyor?
Ne güzel söylediniz. Boya sürten demiyorum, gerçek sanatçı etrafında ve dünyada olup biten her şeyden etkilenir ve bunu sanatına yansıtır. Sanatçı bunlara duyarsız kalamaz. Dili söylemese bile içinde yaşadıkları sanatına yansır. Klasik müzikte de öyledir. Bir kişi bile klasik müziği doğru düzgün dinlemiyor ki… Beethoven’i, Mozart’ı, Vivaldi’yi anlamıyor insanlar. Mesela Vivaldi’nin 4 mevsim eseri, sonunda insan felsefesine, yaşam felsefesine bağlanır ama dinleyenlerin çoğu bunu anlamaz. Resimde de öyle. İnsanlar bakıyor, ne güzel resim diye ama sanatçının o resimde ne anlatmak istediğini kavrayamıyor.
Resim, estetik midir, güzellik midir? Resim nedir?
Resim güzellik demek değildir. Resim, felsefe, bilim demektir. Bir felsefe içinde güzelliği görmektir resmi anlamak.
Müthiş bir kariyere sahipsiniz, resimleriniz müzelerde ve özel koleksiyonlarda yer alıyor. Bundan sonraki hedefiniz ya da projeniz nedir?
Tüm dünyayı etkileyen virüs salgını ve sonrasında bir süre resim yapmaya ara verdim. Yaklaşık üç yıl boyunca kendimi dinledim. Şimdilerde yeniden resim yapmaya başladım. Ancak ara verdiğim bu dönemde de boş durmadım. Bilime yöneldim. Tıpla, felsefeyle uğraştım, kendimi bu alanlarda geliştirmeye çalıştım. 80 yaşına geldim ne ilaç bilirim ne de doktor. İnsanlar maşallah diyor, bu işler maşallahla olmuyor, bilimle oluyor. Çeşitli otları, yiyecekleri bir araya getiriyorum ve onlarla sağlıklı yaşamaya devam ediyorum. Tıp konusunda yaklaşık 200 sayfalık çalışmam var. Dikkat ederseniz bütün sanatçılar, bilimle ilgilenmişlerdir. Astronomiyle ilgilenmişlerdir, fizikle, matematikle ilgilenmişlerdir. Ben de tıpla ve felsefeyle ilgileniyorum.
MEHMET ŞİRZAD KİMDİR?

Azerbaycan Devlet Sanatçısı Prof. Mehmet Şirzad, 1946 yılında Nahçıvan’da doğdu. Şirzad, ilk ve orta öğrenimini Nahçıvan’da yaptı. 1968’de Bakü Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümünü, 1984-1990 yıllarında ise Çernişef adına Saratov Üniversitesini bitirdi. 1994-2000 yılları arasında Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2000-2003 yılları arasında Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2003-2010 yılları arasında Van 100. Yıl Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 2004 yılında profesör unvanını aldı. Daha sonra Afyon Kocatepe Üniversitesi Resim Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Halen özel atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Moskova’da, Bakü’de, Nahçıvan’da, Tiflis’de, Türkiye’nin birçok yerinde kişisel sergiler açan sanatçı, Avrupa’nın birçok ülkesinde karma sergilere katılarak çeşitli yarışmalarda ödüller aldı. Resimlerinde Türk dünyasını, köy ve kent yaşantısının ıstırabını ve dinamizmini felsefi bir duygu ile dile getirmektedir. Öyle ki sanatındaki gerçeklik, yaşanmışların resmedilişindeki güzellik ve sanatın evrenselliğini tuvale döküşündeki ustalık sayesinde sanatçının, dünyanın çeşitli müzelerinde, özel koleksiyonlarda, ülkemizde Cumhurbaşkanlığı koleksiyonunda, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesinde, Devlet Demiryolları Galerisinde eserleri bulunmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder