Yeşilçam ruhu şarkılarla sahnede

Hulusi Kentmen’in tiyatro hayali gerçek oluyor

Yeşilçam filmlerinin tonton dedesi, sert mizacına rağmen çevresindekileri hep seven ve kollayan ideal Türk babası Hulusi Kentmen’in, 60 yıl önceki tiyatro hayali torunu tarafından gerçekleştiriliyor. Cenk Yüksel’in yönettiği, Cenk Yüksel, Damla Kocaoğlu ve Gülay Özdem’in başrolünde oynadığı “Yeşilçam Müzikali” sahneye çıkmak için gün sayıyor. Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Erol Işık, genç ve dinamik bir oyuncu kadrosuna sahip müzikal ekibiyle provalar sırasında özel bir röportaj yaptı.
İşte dünden bugüne “Yeşilçam Müzikali” serüveni…

Türk Sineması’nın ve Yeşilçam’ın ünlü sanatçısı Hulusi Kentmen’in, 1961 yılında kurduğu tiyatro hayali, torunu Melek Kentmen tarafından hayata geçiriliyor. Hulusi Kentmen Tiyatrosu’nun ilk gösterisi, yıllar sonra ünlü şarkıcı Cenk Yüksel’in yönetmenliğinde sahneye konulan “Yeşilçam Müzikali”. Şarkılarla Yeşilçam ruhunu sahneye taşıyacak olan müzikal, Hulusi Kentmen’in de hayalini gerçekleştirmiş olacak.

Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Erol Işık (en solda), 60 yıllık hayalin gerçekleştirildiği “Yeşilçam Müzikali”nin provaları sırasında yapımcı Melek Kentmen, yönetmen Cenk Yüksel ve başrol oyuncularından Gülay Özdem ile projenin detaylarını konuştu.
Senaryosunu Ferhat Uludere’nin yazdığı oyunun başrollerini ise Yüksel ile Damla Kocaoğlu ve Gülay Özdem paylaşacak. 20 kişilik oyuncu kadrosu ile Mayıs ayının başında prömiyeri yapılacak olan “Yeşilçam Müzikali”nin yönetmeni Cenk Yüksel, başrol oyuncularından eski spiker Gülay Özdem ve Hulusi Kentmen’in torunu Melek Kentmen ile Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Erol Işık çok özel bir röportaj yaptı…

Cenk Bey, Hulusi Kentmen Tiyatrosu’nu yeniden hayata geçirme fikri nasıl oluştu?

Hulusi Kentmen Tiyatrosu, rahmetli Hulusi Kentmen’in 1961 senesinde kurduğu bir tiyatro. Rahmetlinin ömrü de vefa etmediği için kapanmak zorunda kalmış bir tiyatro. Ta ki, yıllar sonra torunu sevgili Melek Kentmen, Hulusi Kentmen Tiyatrosu’nu yeniden ayaklandırma gayretine girene kadar…

Hulusi Kentmen aslında hepimizin tonton dedesi, amcasıdır, serttir ama bizi hep sevdiğini ve sahiplendiğini biliriz. O yüzden ideal Türk babasını en iyi sembolize eden karakterdir. Çünkü yolu hep sevmeye ve kucaklamaya çıkıyor.

Aslında iyilerin ve iyi atomların birbirini çekmesi gibi bir arkadaşım vasıtasıyla sevgili Melek Kentmen ile yollarımız kesiştiğinde hemen kafamızda şimşekler çaktı.

2013 yılında Doğa Koleji için Türkiye’nin özgün birkaç müzikalinden biri olan “Yeşilçam Müzikali”ni yapmıştım. Sevgili Ferhat Uludere’nin yazdığı bu müzikali yeniden gündeme getirdik. Hulusi Kentmen, Yeşilçam’a büyük izler bırakmış bir sanatçımızdı ve onun adıyla “Yeşilçam Müzikali”ni yeniden hayata geçirmek doğru bir yaklaşım olacaktı. Oyuncu seçimlerimizi gerçekleştirdikten sonra hemen sevgili Gülay’ı (Özdem) aradım ve “bu projede olman lazım” dedim. Böylelikle çok şahane bir ekip oluştu.

Oyuncu kadronuzu nasıl oluşturdunuz?

19 kişi var şu anda oyuncu kadromuzda. Yeşilçam’ın o dillere pelesenk olmuş şahane şarkılarından oluşan bir müzikali, aslında müzikli tiyatroyu sahneye koyacağız diyebilirim. Oyuncular arasında insanların reklamlarda veya dizilerde göz aşinalığı olduğu isimler var. Ancak Türkiye’de popüler olmak başarılı olmak algısı var. Bizim bunu yıkmamız için gerçekten yetenekli olduğuna inandığımız oyuncuları kadromuza dahil ettik. Benim ve Gülay’ın tanınıyor olmamız bu oyuna bir yere kadar ivme kazandıracak ama asıl kadromuzdaki diğer oyuncuların da yeteneğine çok güveniyoruz.

Cesur bir iş, hepimizin sevdiği bir iş, Yeşilçam filmlerini hala herkes izliyor ve hala ekran başında birçok kişi ağlıyor veya gülüyor.

Yeşilçam ve Hulusi Kentmen adı bizim için gerçekten çok önemli. Çok dikkatli işlenmesi gerekir, değil mi?

Bir solist olarak Yeşilçam şarkıları ile bir-iki sezon konsept yapmayı tasarlamış, sonrasında da albüm çıkarırım diye düşünürken 8 sezon bu şarkılarla sahneye çıktım. Bu benim değil Yeşilçam’ın başarısıydı. Bu projede hepimizi korkutan tek şey, gerçekten Yeşilçam’a ve Hulusi Kentmen’e layık olabilmek. Üzerimizdeki en büyük baskı bu. Çünkü biz iyi bir iş çıkaracağımızı biliyoruz ama Hulusi Kentmen ve Yeşilçam’a nasıl daha fazla layık olabiliriz çabası içerisindeyiz.

Gülay Hanım’a dönmek istiyorum. Sizi atv, NTV, CNN Türk gibi neredeyse bütün çok izlenen TV’lerde spiker olarak tanıyoruz. Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Aslında kamera karşısında da bir nevi oyunculuk yapıyorsunuz. Habere göre yüz ifadenizin, mimiklerinizin değişmesi gerekiyor, program sunuyorsanız aynı şekilde vücut dilinizi kullanıyorsunuz. Her biri büyük tecrübeye sahip neredeyse benim yaşım kadar oyunculuk geçmişi olan sanatçıları programda konuk ettiğim zaman onlar bana muhakkak oyuncu olmam gerektiğini söylüyorlardı, mimiklerim ve vücut dilimin çok dikkatlerini çektiğini belirtiyorlardı.

Böylelikle oyunculuk dersleri almaya başladım. Sonraki dönemde konuk oyuncu olarak dizi ve sinemalarda yer aldım. En son bir dizide dört yıl boyunca ana kadroda yer aldım. Günlük bir dizi olduğu için çok yorucu bir çalışmaydı ama inanılmaz bir eğitim oldu benim için.

Cenk, benim için hakikaten çok özel bir insan, kıymetlimdir. Bu proje ortaya çıkınca beni aradı, açıkçası rolü bile sormadan ikiletmeden kabul ettim. Çok değerli oyuncu arkadaşlarımla böyle bir  projede olmak acayip heyecanlı ve güzel geliyor. Hayatımda hiç hissetmediğim kadar genç, enerjik ve coşkulu hissediyorum. 

Müzikal benim için de yeni bir alan, çok güzel bir deneyim olacak öncelikle. Son üç-dört senedir oyunculuğun içindeyim ama sahnede olmak hem şarkı söyleyip hem de dans etmek, bire bir izleyicinin karşısında sahnenin üzerinde rol yapmak beni çok heyecanlandırıyor. Yüzde yüz kapasiteyle kendimizi verdiğimiz bir heyecanla sahnede seyirciyle buluşacağımız anı bekliyoruz.

Cenk Bey, maddi konularda nasıl bir destek aldınız?

Tabii ki, Kentmen Ailesi olarak bir miktar birikimlerini ortaya koydular. Tiyatro, çok meşakkatli bir iş, müzikal çok daha meşakkatli. Çünkü bir de işin içine şarkıların telif hakları giriyor. Ancak her doğum biraz sancılı olur ama sonrası güzel olacak. Her güzel şeyi elde etmek için biraz da risk almanız gerekir. Biz de bu güzellik için çok özverili çalışıyoruz. Neredeyse oyuncular bile elini taşın altına koyacak, o kadar yani. Ama aslında risk almıyoruz. Çünkü hem Yeşilçam sevgisi hem de o dönemin şarkılarının bize itici güç olacağını ve sanatseverler için de cazibesi olduğunu biliyoruz.

İzleyici Hulusi Kentmen Tiyatrosu’na geldiğinde ne izleyecek?

Bir kere canlı orkestra olacak. 10 kişilik canlı orkestramız var ve sahnedeki oyuncular da şarkıları canlı olarak seslendirecekler. Yeşilçam şarkılarına çok büyük bir ilgi var. Ben orkestramla birlikte tek başıma Yeşilçam şarkıları söyleyerek sahne aldığım mekanları tamamen dolduruyordum ve bu sekiz sene sürdü. Yeşilçam Müzikali’ne çok daha fazla ilgi olacağını şimdiden söyleyebilirim. Sahnede bir orkestra ve 19 tane birbirinden yetenekli oyuncu, dekorlar, kostümler, şarkılar, muhteşem bir gösteri olacak.

Neden canlı müzik?
Müzikal bir oyunda canlı olması gerekir diye düşünüyoruz. Müzikalin doğası, canlıdır. Müzikal, playback yapılan bir şey değildir. Benim bu müzikalle ilgili hayalim, sabit bir sahnemizin olması, Broadway misali sanatseverler aylar öncesinden biletlerini alsınlar ve kapalı gişe olarak sürekli orada oynamayı diliyorum. Ancak Türkiye’de bırakın sizin sabit sahnenizin olmasını müsait sahne bile bulmak çok zor.

“Yeşilçam Müzikali” başka ne gibi yenilikler getirecek?

Orkestramız müzikal boyunca sahnede olacak. Oyunumuzun bir başka özelliği de bu büyük metropolde yaşayan yabancılar ve turistlerin de izleyebilmesi için İngilizce’ye çevirisini yaptırıyoruz. Çeviriyle müzikal ya da opera izlemek, yurt dışında sıklıkla rastladığımız bir şey. Aynısını Yeşilçam Müzikali’nde de yapacağız. Böylelikle Türk kültürüne ait bu müzikali, Türk olmayanlar da izleyebilecek.

Ne zaman başlıyor müzikal?
Mayıs başında prömiyerimiz olacak. Yaz aylarında turnelerde açıkhava gösterilerimiz olacak. Hulusi Kentmen Tiyatrosu ve Yeşilçam Müzikali, eylül ayından itibaren de yerleşik salonlarda seyircisiyle buluşacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Günnur Ulusoy'dan "Çizgisel Hayatlar"

Anadolu efsaneleri

Kadın girişimciden Doğu'ya yatırım

Şima'nın mitolojik kadınları

İşte “Miss&Mr. Fashiontv 2024”

Batman'dan sonra Kars'ta

Kadınları hayattan ayırmayın!

Güzeller “Dubai Çikolatası” yaptı