Haydar Ekinek: Orada bir sanat köyü var artık çok yakında

Çocukluğunda imkansızlıklar nedeniyle resimlerinde fırça yerine çivi, boya yerine de tandır isi kullanarak bu yeteneğini geliştiren, şimdiye kadar birçok sergi açan Vanlı Ressam Haydar Ekinek, kendi adını taşıyan sanat köyünü hayata geçirmek için çalışmalarını hızlandırdı.

Sanat dünyası artık sizi yakından tanıyor. Bundan sonrası için hedefleriniz neler?

Sanata dair aslında hedeflerim çok fazla. En büyük hedefim, Türkiye’ye bir sanat köyü kazandırmak. Haydar Ekinek Sanat Köyü Derneği’ni kurduk, iki yıldır da faaliyetteyiz. Derneğimizin merkezi Şişli’de, Haydar Ekinek Sanat Köyü de Yalova Karamürsel’de. Orada 100 dönüm arazi üzerinde bir sanat köyü inşa ediyoruz. Henüz bu köyümüzü tanıtmadık. Nedeni de henüz tanıtacak düzeye gelmedi, elle tutulur, gözle görülür birtakım sonuçlara ulaştığımızda ki bu çok yakın bir zamanda olacak, orayı tüm sanatseverlere duyuracağız.

Bu sanat köyünde ne gibi faaliyetler olacak?
Haydar Ekinek Sanat Köyü’nde öncelikle 100 ev yapılacak. Sanatçılar bu evleri satın alacaklar. Her sanatçının orada evi ve evinin altında bir sanat galerisi olacak. Sanatçı orada ailesiyle birlikte yaz-kış yaşayacak. O köyün merkezinde de 500 metrekare büyüklüğünde bir sanat merkezi olacak. Sürekli açık olacak bu galeride her daim sergiler olacak ve bu sergilerde sanatçıların en özel eserleri yer alacak. Sanatseverler ve koleksiyonerler o köye gidip eserleri satın alacaklar.

Haydar Ekinek Sanat Köyü’nün en büyük faydası, oraya yerleşen sanatçılar birbirlerinden fikir alışverişinde bulunabilecekler. Yabancı sanatçılar da bu köyden evler satın alabilecek. 100 evin 30 tanesi yabancı sanatçılara ayrılacak. Yabancı sanatçılara böyle bir kontenjan ayırmamızın sebebi, uluslararası sanatsal ilişkilerin artırılmasıdır. Onlar bize bir katkıda bulunacak biz de onlara. Dolayısıyla büyük bir etkileşim olacak. Çinli bir ressam ya da heykeltraşın buradaki çalışmaları ve Türk sanatçıların Çinli sanatseverlerle ilişkilerinin artması, sanat dünyamıza da büyük katkı sağlayacak. Birincil amacımız budur.

Haydar Ekinek Sanat Köyü’nün bir başka amacı da yetenekli gençlerin bu köyde eğitim fırsatı elde etmesidir. Okulların tatile girdiği dönemlerde yetenekli bulduğumuz öğrenciler, köyümüze gelip önemli sanatçılardan ücretsiz olarak eğitim alma fırsatı bulacaklar. Nasıl ki futbol okullarında genç yaşta futbolcu yetiştiriliyorsa Haydar Ekinek Sanat Köyü’nde de başarılı ve yetenekli öğrenciler ustalardan ders alarak geleceğimizin sanatçıları olacaklar. Onları akademik eğitime hazırlayacağız.

Bu projeyi gerçekleştirmek için büyük bir ekip lazım, yeterli bir ekibe sahip misiniz?

Sanatla ilişkili çok genç bir ekiple çalışıyorum. Sanat tarihçisinden tutun doktoruna kadar ekibimiz hazır. En yaşlısı benim. Bu bakımdan enerjik bir şekilde çalışıyoruz. Özellikle Türkiye’de tanınmış isimlere ekipte yer vermedik. Çünkü ülkemizde sanatçılarımızın maalesef egoları çok yüksek. Ne bir şey yapıyorlar ne de yaptırıyorlar. Bu yüzden mesleklerinde kendilerini kanıtlamış isimleri ekibe dahil ettik. Biz, Haydar Ekinek Sanat Köyü’nde bir ilki değil belki ama çok güzel işler başaracağımıza inanıyoruz. Hayallerimiz çok fazla ve bu hayallerin hepsi Türk sanatına daha fazla nasıl katkıda bulunabiliriz yönünde. Gerçekten de ekibimizle birlikte çok güzel ve özel katkılar sunacağımıza inanıyoruz ve biliyoruz.

Bir sanat köyü kuruyorsunuz, bir müzeden bahsediyorsunuz, bunların hazırlıkları ve yapımı aşamalarında bir ekiple çalışıyorum diyorsunuz. Bu projelerin oluşumu maddi açıdan sizi zorlamıyor mu?

Bu hayallerimin gerçekleşmesi, tam bir ekip işidir. Kazandığım paranın en azından yarasını ekibime ve projenin gerçekleşmesi için harcıyorum. Ben bu paraları harcamazsam hayal ettiklerimi gerçekleştiremem. Yeri geldiğinde belediyelerden ve kamu kurumlarından destek alacağız tabii ki ancak şu an o aşamaya gelmedik. O projenin biraz daha ayağa kalkması ve görülebilir hale gelmesi lazım. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz. Pandemi bizi biraz engelledi, enflasyonun yüksek olması zorluyor, yanı başımızda süren savaşlar, çok fazla göç almamız, depremler ve sel baskını oldu, önümüzde bir seçim var ama yılmadan çalışıyor ve üç yıldır üzerinde çalıştığımız projemizi en kısa sürede hayata geçirmek istiyoruz.

Sanat köyüne ilgi nasıl?
Projemizi açıkladığımızdan beri çeşitli kesimlerden ilgi var. Özellikle entelektüel kesim, büyük ilgi gösteriyor. Bu ilginin nedeni Güneydoğu’da yaşadığımız depremlerden sonra ve yaklaşan İstanbul depremi ihtimali nedeniyle de olabilir ama İstanbul’un o keşmekeşinden ve insanı boğan şehir hayatından sıkılmaları da olabilir. Sağlık açısından da şehir hayatından uzaklaşmak cazip geliyor olabilir ama projemize beklediğimizden fazla ilgi duyuluyor.

Sanat köyünü neden Yalova Karamürsel’e yapıyorsunuz?
Sanat köyünün yeri konusunda uzun bir araştırma zamanımız oldu. Başlarda Trakya bölgemize yoğunlaşmıştık ama sonrasında her yere yakın olması hasebiyle şimdiki yerimize karar verdik. Birkaç saatlik yolculukla İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir gibi sanatın merkezleri diyebileceğimiz yerlere hemen ulaşılabilecek bir mesafede.

Çiviyle resim yaptığınız için farklı bir tarzınız var. Çiviyle resim yapan başka biri var mı ve bu tekniği sizden öğrenmek isteyenler oldu mu?

Haydar Ekinek - Erol Işık
Ben hayatımda hiç resim atölyesi görmemiştim resim yapmaya başladığımda. Lise son sınıfa kadar Van’daydım. Resim atölyesi filan yoktu. Sonradan birtakım yerler açıldı. Van 100. Yıl Üniversitesi Resim Bölümü açıldı. Bunlar sonradan açılan yerler. Ben herhangi bir hocadan da ders almadım, doğaçlama bir gelişim sağladım. Bir yerde kendi hocam benim.

Sanat adına vicdanen çok rahatım. En azından kendime has bir tarzım ve sanata bir katkım var. Dünya ve Türk sanatına yeni bir akım, yeni bir teknik kazandırdığım için büyük haz duyuyorum. Rönesans döneminde yapılan resimlerin bir benzerini yapmak ya da o tarz resimler üretmek yerine kendime ait bir tarzım var. Ancak çiviyle resim yapmak gerçekten çok zor bir teknik. Altyapısı ve eskizi çok titizlikle yapılıyor.

Bugüne kadar teknik anlamda benden eğitim almak ve çiviyle resim yapmayı öğrenmek isteyen olmadı. Ancak ileride olursa seve seve tüm bildiklerimi anlatır, ona da öğretmek isterim. Ancak dediğim gibi zor bir teknik ve bu yüzden de şimdiye kadar kimse heves etmedi. Belki de günü gelmedi diye düşünüyorum. Çünkü benim tekniğim çok zordur. Herkes yapamaz demiyorum ama herkes bunu göze alamaz. Belki ben de zorda kalmasam, fırça bulsam çiviyle resim yapmayı düşünmezdim. Zorluklar insana çok şey öğretiyor.

Çiviyle resim yapmak zor mu gerçekten?
Resimlerimde ben hiçbir zaman doğaçlama çalışmıyorum. Altyapısını oluşturmak günlerce ya da aylarca sürebiliyor. Arkadaşlarla birlikte üzerinde tartışıyoruz. En son aşamada tuvale geçiriyorum. Eserlerimde hem sanat adına hem de hazırlık aşamalarıyla çok büyük emek olduğu için haliyle çok da kıymetli oluyor. Bu yüzden Haydar Ekinek Sanat Köyü’nde kuracağımız müzemizde eserlerimi sergilemek istiyorum. Doğduğum yer olan Van’da da bir Haydar Ekinek Sanat Müzesi kurma hayalim var, yapabilirsek onu da gerçekleştireceğim. Bundan sonraki yaşamımda daha önce de olduğu gibi hep üretmek, hep üretmek, hep üretmek var.

Çiviyle resim yapma tekniği dışında tarzınızı nasıl ifade edersiniz?

Benim yaptığım resimler, soyutla somut arasında bir şey. Arkadaşlarla sohbet ettiğimiz zamanlarda bazıları çalışmalarımın primitif olduğunu söylüyor bazıları sürrealist olduğunda ısrar ediyor. Benim için bu söylenenler çok önemli değil. Önemli olan ortaya çıkardığım sanat eserinin kabul görmesi, resim alıcılarını mutlu etmesi, işyerine veya evine asarken mutlu olması ya da koleksiyonuna koyarken mutlu olmasıdır. Zaman geçtikçe sanatseverler ya da eleştirmenler beni bir yere koyarlar, o da onların işidir. Benim işim, Türk sanatına bırakabildiğim kadar eser bırakmaktır. Değerlendirmek onlara kalmış.

Yıllar sonra sizin resimlerinizi görenler ya da sizi araştıranların, sizin hakkınızda nasıl sonuçlara ulaşmasını ve ne söylemesini istersiniz?
Resimlerini yaparken kimseyi mutlu etmeye çalışmamış, kimsenin masasına oturmamış demelerini isterim. Şu dönemde camiler yerine nü resimler yapmış, Kürt kesimi mutlu etmeye çalışmamış, Cumhuriyetçileri de mutlu etmeye çalışmamış, demelerini isterim. Sanatçı birilerinin masasına oturursa veya bir kesimi mutlu etmek için sanatını icra ederse o zaman sanatçı olamaz. Birilerini mutlu etmek için resim yapsaydım bu durum beni boğardı. Ben sanat için sanat yapıyorum. Sanatçının sağken para kazanması zordur. Ben bu yaşımda para kazanabiliyorsam kendimi şanslı hissediyorum.

Renkler ne kadar önemli? Sıcak renkleri mi daha çok seviyorsunuz, pastelleri mi, bir ayrım yapıyor musunuz?

Renkler benim için çok önemli. Zaman zaman monogram çalışıyorum ama renklere çok önem veriyorum. Doğada renkler varsa kullanmak içindir, ben de olabildiğinde tüm renkleri kullanmaya çalışıyorum, kullanmak istiyorum. Dönem dönem pastel veya canlı renkleri tercih edebiliyorum.

Bunun nedeni de o dönemki ruh halimle ilgili. Sanatçıların böyle dönemleri vardır, kırmızı dönem, sarı dönem gibi adlandırırlar. Genel anlamda ben renkli çalışmayı severim. Pastel zamanlarım oluyor ama o kısa sürüyor, yeniden renkli çalışmalara dönüyor. Çünkü renkleri seviyorum. Renkler arasında geçiş yapmayı daha çok seviyorum. Kontrast renkleri seviyorum çünkü öndeki ya da arkadaki renklerin bağırmasını, ben buradayım demesini seviyorum. Bazen de doğadaki renkleri bile değiştirmeyi seviyorum. Doğanın kendisinde değiştiremiyorum ama tuvale aktarınca değiştiriyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Günnur Ulusoy'dan "Çizgisel Hayatlar"

Anadolu efsaneleri

Kadın girişimciden Doğu'ya yatırım

Şima'nın mitolojik kadınları

İşte “Miss&Mr. Fashiontv 2024”

Batman'dan sonra Kars'ta

Kadınları hayattan ayırmayın!

Güzeller “Dubai Çikolatası” yaptı