Şahin Paksoy: Tam bir koleksiyoner

Usta ressam Şahin Paksoy, kelimenin tam anlamıyla tam bir koleksiyoner. Gittiği yerlerde gördüğü ve değerli olduğuna inandığı bir çok objeyi hemen alıp koleksiyonuna katıyor. En büyük tutkusu da kahve. Özellikle kahve yapımında kullanılan cezveler, öğütücüler, ikram sırasında kullanılan objeler, özel ilgi alanında. Nedeni de yakında Adana’da açmayı planladığı kahve müzesi...

Şahin Paksoy Adanalı bir çiftçi ailenin çocuğu olarak doğmuş (1952). Altı kardeşten biri. Kardeşlerden üçü sanatçı olmuş; ressam Doğan, modacı Gönül ve bizim ressamımız Şahin… Üçünün ortak özelliklerinden biri de koleksiyonculuk. Şahin Paksoy, okumak için geldiği İstanbul’daki Güzel Sanatlar Akademisi’nde ‘seramik’ eğitimi alırken arkeolojik eserlere merak salmış. 

Anlatırken o yıllardan derin bir iç geçirerek söz ediyor; “Okul 24 saat açıktı, denizde balık tutar, okulda mangal yapıp yerdik. Gece bile atölyede çalışan öğrenciler olurdu. Hademenin odasında yattığımız çok olmuştur.” 

Arkeolojik eser toplama işi zorlaştığında ve başı birkaç kez derde girdiğinde koleksiyonunu kardeşi Gönül’e devretmiş. Hat sanatı, tekke objeleri, mühürler, şifa tasları, halı ve kilimler… Bir de güvercinleri…  Paksoy’un resimden sonra en büyük işi farklı koleksiyonlarına Anadolu’da obje aramak ve güvercinleriyle ilgilenmek. 

Sanatında arkeolojik eserlerde gördüğü estetiğin etkisi olduğunu söylüyor. Resimlerinde kullandığı renkleri de yine koleksiyonundaki halı ve kilimlerden seçiyor. Şu günlerde özel ilgi gösterdiği iki koleleksiyonu Türk kahvesi objeleri ve Mekke Medine resimleri… 

Dört yıldır Anadolu’nun farklı yerlerinden derlediği 6 bin parçalık ‘Türk kahvesi’ koleksiyonu için niyeti, eğer sponsorluk desteği bulabilirse, insanların kafe gibi kullanabileceği bir ‘kahvehane-müze’ açmak. Okul yıllarından bu yana topladığı Mekke Medine resimleriyse yakında bir kitap olarak karşımıza çıkacak. 

Bodrum’da açacağı sergisine ‘Güvercin Uçuverdi’ adını vermesinden belli; Paksoy bir güvercin tutkunu. Çocukluğundan kalma bir uğraş. Uzunca bir süre Şişli’deki atölyesinin çatı katında beslemiş güvercinlerini. Fakat bina otel yapılacağı için yakın zaman önce güvercinlerini Bayrampaşa’da tuttuğu bir daireye taşımış.